Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Outsourcing Pazarı Nereye Gidiyor?

Resim
Outsourcing pazarı son birkaç yılda ciddi bir değişim içerisinde. Önümüzdeki birkaç yılda da bunun daha da artarak süreceğini düşünüyorum.   Birleşmeler ve Satın almalar: Özellikle dünyadaki olumsuz ekonomik gelişmeler şirketleri ciddi bir maliyet düşürme ve verimlilik baskısı altına aldı. Bunun sonucu olarak da hizmet alan firmalar alt yüklenicilerini daha da fazla fiyat düşürmeye, karlarını azaltmaya zorladı. Hizmet sağlayıcı firmalar da bu maliyet baskısına dayanabilmek için ölçeklerini büyütmek zorunda kaldılar. Bunun sonucu olarak da HP-EDS birleşmesi, Atos Origin – Siemens IT Solutions birleşmesi gibi büyük ölçekli birleşmeleri gördük pazarda. Bu hareketlerin yakın gelecekte de süreceğini öngörmek yanlış olmayacaktır. Bulut Bilişim Etkisi: Bugün herhalde BT dünyasında en çok konuşulan konu nedir diye sorulsa verilecek yanıt Bulut Bilişim olacaktır. Her ne kadar bulut bilişimdan nasıl yararlanılacağı konusunda farklı farklı görüşler olsa da önümüzdeki 3-5 yılın en önemli

CIO’ların Sahip Olması Gereken 10 Yeni Yetkinlik

Resim
Bundan 8-10 yıl önce genelde teknoloji alanında iyi olup kendini gösteren ya da başarılı bir yazılım projesini hayata geçiren kişiler bu teknik bilgi ve becerilerinden dolayı IT Müdürlüğü’ne terfi ettirilirdi. Son yıllarda ise Bilgi Sistemleri Müdürü, IT Müdürü gibi title’ların yerini daha havalı bir terim olan CIO aldı. Aslında birçok firmada bu değişim aynı pozisyonun sadece adını değiştirmeyle sınırlı kaldı. Ama gerçekte bu pozisyonun adı kadar pozisyondan beklentilerde de ciddi bir değişim oldu. Bugünlerde CIO pozsiyonlarına eleman arayan şirketler headhunter’lara iş profili verirken” aman çok teknik birisi olmasın”, “business’a yakın olsun” gibi yorumlarda bulunuyor. Günümüzde birçok firma BT hizmetlerinin büyük bir bölümünü outsource etmiş durumda. CIO’lardan beklenen teknolojinin detaylarına hakim olmaktan çok firmanın ana işini anlayıp o işi destekleyecek içeriden ya da dışarıdan en uygun kaynakları bulup, bu kaynakları bir uyum içinde yönetebilmesi. Yani artık bilgiyi yönetme

Şu EQ dedikleri...

Resim
Duygusal Zeka EQ kavramı özellikle son yıllarda iş dünyasında çok sık kullanılır oldu. Çevremizdeki yöneticiler için şöyle cümlelerin kurulduğuna birçoğumuz şahit olmuşuzdur: “Aslında çok zeki bir adam ama EQ’su düşük” Peki gerçekten nedir bu EQ? EQ sadece yöneticiler için gerekli bir yetkinlik mi, yoksa tüm çalışanlar için mi? Sadece iş yaşamına yönelik bir konu mudur yoksa kişinin iş ya da özel ayrımı olmaksızın bütün yaşantısını etkiler mi? Önce adet olduğu üzere bir Wikipedia tanımı koyalım: “Duygusal zeka veya yaygın İngilizce ifade edilişiyle EQ (Emotional Quotient), bir insanın kendisine veya başkalarına ait duyguları anlama, sezinleme, yönetme ve yönlendirme yetisi, kapasitesi ve becerisinin ölçümünü tanımlamaktadır. Göreceli olarak yeni bir kavram olan duygusal zeka'nın tanımlanışı sürekli değişmekte ve güncellenmektedir.” Yukarıda da belirtildiği gibi tam olarak üzerinde anlaşılmış bir tanımı ve özellikle de ölçüm yöntemi olmamasına karşın Daniel Goleman’ın EQ yetkinl

Kendini yönetmek - Peter F. Drucker

Resim
Geçenlerde Peter Drucker’ın bir makalesi elime geçti. Yönetim gurusu Drucker; önemli bir konuyu ele almıştı “Kendini yönetmek”. İnsan kaynakları departmanlarının sürekli hatırlattığı, biz çalışanların ise duymaktan rahatsız olduğu şu cümleyi Drucker da yinelemiş: “Artık firmalar çalışanlarının kariyerlerini planlamıyor, çalışan kendi kariyerini planlamaktan sorumludur.” Çalışanların bir çoğu yükselmek, yönetici olmak istiyor, hatta gözüne CEO’luğu kestiren kişi sayısı da az değil. İşte size fırsat önce kendi kendinizin CEO’su olun. Güçlü yönlerim neler? Nasıl ki işe yeni atanan bir CEO, yaygın stratejik yönetim yaklaşımları ile önce firmanın güçlü ve zayıf yönlerini tanımlamaya çalışıyorsa, kendi kendinin CEO’su olarak bizler de kendimizi gerçekten iyi tanımalıyız. Kendimizie değer katan güçlü yönlerimiz neler ve bize tehlike yaratabilecek zayıf yönlerimizin farkında mıyız? Drucker güçlü ve zayıf yönlerimizi tanımamıza yarımcı olacak basit biröneride bulunuyor: Geri besleme analiz

Outsourcing Projelerinde Hizmet Kalitesi

Resim
Outsourcing projelerinde belki de en zor konulardan birisi hizmetin kalitesini tanımlamak ve ölçmektir. Outsourcing’in vaatlerinden birisi, üzerinde anlaşılan hizmet düzeyleri (SLA: Service Level Aggreement) sayesinde kalitenin ölçülebilir hale gelmesidir. Ancak kimi durumlarda SLA’ler tutturulmasına karşın müşteri memnuniyeti bir türlü sağlanamaz. Bunun nedeni SLA’lerin yanlış tanımlanması mıdır? Belki nedenlerden birisi bu olabilir, ama aslında esas konu bence kaliteli hizmet kavramının göreceli ve öznel olmasıdır. Beklenen hizmet ile algılanan hizmetin uyumu ya da uyumsuzluğu algılanan hizmet kalitesini belirleyen ana unsurdur. Tabiiki algılanan hizmet kalitesini etki eden olmazsa olmaz diyebileceğimiz etmenler var. Çeşitli çalışmalar bunları şöyle tanımlamış: • Güvenilirlik (Reliability): Sunulan hizmette sürprizlerin olmaması, tutarlı ve güvenilir bir hizmet düzeyi • Taleplere Yanıt Verme (Responsiveness) : Hizmet sağlayıcının çalışanlarının taleplere yanıt vermeye hazır ve i

Crowdsourcing - Kalabalıkların Gücü Bir İşin Geleceğine Nasıl Şekil Verebilir?

Resim
Bilirsiniz yılbaşı dönemi, tüm firmaları bir ajanda hazırlama ve yollama telaşı kaplar. Her firma, geçen yılkinden farklı olsun, yaratıcı bir izlenim versin endişesiyle bence gereğinden fazla emek ve para harcar bu işe. Ne yazık ki bu cicili bicili ajandaların sonu çöp kutusu olur bir süre sonra. Koçsistem çok güzel bir uygulama yaparak kendi sektörüyle ilgili kitapları yolluyor yılbaşında. İşte Crowdsourcing Kalabalıkların Gücü böyle geçmişti elime. Crowdsourcing, (kitlesel kaynak kullanımı, kalabalık ya da topluluk kaynak kullanımı olarak da Türkçeleştirebiliriz) ilk olarak kitabın yazarı Jeff Howe tarafından editörü olduğu Wired dergisinde kullanılmış. Bu kavram; bir zamanlar profesyonellere ait bazı işlerin, biraz boş zamanı, öğrenme isteği ve internet bağlantısı olan kalabalıklar tarafından yapılabilir hale gelmesini tanımlıyor. Yani tüketicilerin edilgen bir konumdan daha etkin bir hale geldiği, okurluk'tan yazarlığa, dinleyicilikten fikir ve eser yaratıcısına dönüştüğü ye